musatuga@gmail.com
İşçinin İşverenden Alacağı İbraname Hangi Hallerde Geçerli Olur?
Kıymetli okuyucularım, bu haftaki köşe yazımda işçi ile işveren arasındaki borç ilişkisini sona erdiren ibranamenin hukuki sonuçlarına Yargıtay kararlarıyla bağlantılı olarak değinmeye çalışacağım.
Kısaca Türk Dil Kurumu'na göre ibra etmek Arapça'danTürkçe'ye giriş yapmıştır. Anlam bakımından 'Aklama', 'Temize Çıkarma' sonuçları ortaya çıkan ibra etme sözcüğü, beraat kelimesiyle de yakın anlam içermektedir. İbraname kelimesi de bu sözcükten türemiş ve 'Aklama Belgesi' anlamı taşımıştır.
İbranameye İlişkin Yasal Dayanak Nedir?
İbra ve ibranameye ilişkin düzenleme 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 132. Maddesi İle 420. Maddesinde yer almaktadır. Türk Borçlar Kanunu’nun 132. Maddesi genel olarak ibrayı düzenlemiş 420. Madde ise bu haftaki yazımın konusunu oluşturan işçi ile işveren arasında düzenlenen ibra sözleşmesini düzenlemiştir.
İbra başlıklı Türk Borçlar Kanun’un 132. maddesine bakıldığında;
‘Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir.’
İfadesi yer almaktadır.Burada ibranamenin herhangi bir şekil şartına tabi olmadığı tarafların borcu kısmen veya tamamen ortadan kaldırmak için ibra sözleşmesi diğer ismiyle ibraname düzenleyeceği belirtilmiştir.
Ceza Koşulu ve İbra başlıklı Türk Borçlar Kanun’un 420. maddesinin 2. Ve 3. Fıkralarında ise;
‘İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür.’
‘Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.’ ifadesi yer almaktadır. Aslında bu hüküm işçinin işverenden alacağı ibranamenin geçerli olabilmesi için taşıması gereken şartları tek tek belirtmiştir.
Kısaca işçinin işverenden alacağı ibranamenin geçerli olabilmesi için şu şartları taşıması gerekmektedir.
1-İşçinin işverenden alacağı ibraname yazılı olmak zorundadır aksi halde hüküm ifade etmez.
2-İşçi ile işveren arasındaki sözleşmenin sona ermiş olması ve bu sona erme üzerinden en az bir ay geçtikten sonra ibranamenin düzenlenmiş olması gerekmektedir.
Yargıtay, iş sözleşmesi devam ederken yapılan ibranamenin geçersiz olduğunu nitekim bu sözleşme devam ederken işçinin işverenin etkisinden kalacağını nitekim ona bağımlı olduğunu belirtmiştir.
Yargıtay bir başka kararında ise dava konusu edilen ibranamenin tarih içermediği için geçersiz olduğunu belirtmiştir.
3-Bir diğer önemli husus alacağın türü ile miktarının açıkça ibranamede belirtilmiş olması gerekmektedir.
Yargıtay bu konuda vermiş olduğu kararlarda miktar belirtmeyen ibranameleri geçersiz olduğunu kabul etmektedir.Miktar içeren ibranamelerin de belirtilen miktarın hangi alacak kalemine denk geldiğinin ibranamede belirtilmesi gerektiğini vurgulamaktadır. İbranameye konu edilmeyen alacak kalemleri için işçinin talep hakkının olduğunu ibranamede alacağın sadece türünün belirtilmesinin yeterli olmadığını vurgulamıştır.Yine Yargıtay bir kararında ibranamede türü ve miktarı belli olan alacaklar için bu alacakların bakiyeden düşülüp diğer alacak kalemlerinin de hiç ödenmediği kabul edilip buna göre hesaplama yapılması gerektiğine hükmetmiştir.
4-Yine işçinin hak etmiş olduğu alacağın eksiksiz bir şekilde ve mutlaka banka kanalıyla ödenmesi gerekmektedir.
Kısaca işçi lehine yorum ilkesinin doğal bir sonucu olarak işçinin işverenden alacağı ibranamede işverenin sorumluluğu daha fazla olmaktadır.
İşçinin İşverenden Alacağı İbranamenin Geçerlilik Şartları İş Kazası Sonucu Düzenlenen İbraname İçin de Geçerli Midir?
Bu konudaki tereddütleri Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 26.03.2013 gün ve 2013/2573 E. 2013/5754 K. sayılı ilamı ile gidermiştir. Söz konusu kararda özetle ;
…’ İbranamenin kural olarak yapılmış olan ödeme ile sınırlı olarak bağlayıcılığı asıldır.Bu durum İş Hukuku ve Sosyal Güvenlik Mevzuatının temel prensibi olan “işçinin korunması temel ilkesi”ne de uygun düşecektir.Gerçek anlamda ibranameden söz edebilmek için yapılan ödemenin miktar olarak ibranamede açıkça gösterilmesi ve ödemenin yapıldığı tarihteki zararı karşılaması koşuldur. Başka bir anlatımla, yapılan ödemeyi belli etmeyen sözleşmeyi işvereni borcundan kurtaran ibraname olarak nitelendirmeye olanak olmadığı açık-seçiktir.
İfadelerine yer vermiş ve yerel mahkemenin hükmünü bozmuştur, ilk derece mahkemesinin kararından direnmesi üzerine bu defa da dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’na gitmiş ve
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/2293 E. , 2015/1735 K.sayılı ilamıyla;
...’şeklindeki yapılan ödemeyi belli etmeyen sözleşmeyi işvereni borcundan kurtaran ibraname olarak nitelendirmek doğru değildir.
Bu nedenle, miktar içermeyen “ibraname-feragatname” olarak adlandırılan belgeye dayalı olarak davacıların manevi tazminat isteminin reddi isabetsiz olup, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
İfadesine yer vermiş olup Özel Daire kararına uyulması gerektiğine vurgu yapılmıştır.
Kısaca bahsettiğimiz üzere ibranamenin geçerliliği keskin şekil ve fiili şartlara tabi tutulmuş olup kanun koyucu ve uygulayıcılar tarafından işçinin korunması ilkesi gözetilmiştir. İbraname keskin şekil ve fiili şartlara tabi tutulmuş olsa da ibranamede taraf olunduğunda bir avukattan danışma ve destek alınması ileride yaşanabilecek hak kayıplarının önlenmesini sağlayacaktır.
Hepimize keyifli bir hafta dilerim.
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.