remzi.oto@yahoo.com
Koronavirüsün Türkiye Üzerindeki Etkileri ve Alınacak Önlemler
Değerli okuyucularım, Koronavirüs (Covid-19) pandemisi 21. yüzyılı tamamen etkisi altına alan küresel bir sağlık krizidir. 2019 yılının sonunda ortaya çıkıp bütün dünyayı etsi altına almıştır. Amerika ve Avrupa ülkeleri hastalığın merkezi haline gelmiş, sadece devletleri değil aynı zamanda sosyal hayat, iletişim, teknoloji ve ekonomi gibi birçok alanda derin yıkımlar oluşturmakta ve bu yıkımların artarak daha da devam edeceği tahmin edilmektedir.
Bu hastalığın Çin’den bütün dünyaya yayılması ve özellikle Amerika ve Avrupa’nın hastalığın merkezi haline gelmesinde görünen o ki; insan sağlığı, ekonomi, siyaset, ülkeler ve Avrupa Birliği’nin (AB) geleceği üzerinde çok önemli etkisi ve sonuçları olacaktır. Dünyanın küreselleşmesi nedeniyle, herhangi bir yerde olumsuz bir vakanın vuku bulması halinde, bütün ülkeler her açıdan zincirleme bir şekilde birbirinden oldukça yüksek düzeyde etkilenmektedir. Hatta IMF’ye göre, Çin’in reel gayri safi milli hasılasındaki yüzde 1’lik bir düşüş, küresel ekonomiyi yüzde 10 oranında azaltacağı öngörüsünde bulunulmaktadır.
Kaldı ki, Koronavirüsün dünya üzerindeki etkisi gelecek için yapılan her türlü olumlu veya olumsuz bütün öngörüleri alt üst etmiştir. Bu olay bütün dünyaya yayılmakta ve dünya ekonomisinde yıkıcı şok etkiler yaratmaktadır. Koronavirüs salgını şüphesi dünya genelindeki insan ölümleri, sosyal faaliyetlerin durması, hatta bütün din mensuplarının kendi ibadethanelerinde ibadet etmelerini bile engellemiş ve insanoğlunu adeta evlerine hapsetmiştir. Öte yandan bilim insanlarının yaptığı hesaplamalara göre, sanayileşmiş ülkelerde, havanın kirlenmesine büyük ektisi olan fabrikaların kapanması ve sanayi üretiminin durması, dünya genelinde atmosferin temizlenmesi ve hava kirliliğinin azalmasına yüzde 25 oranında olumlu katkı sağladığı belirtilmektedir.
Küreselleşme, ülkeler arasındaki işbirliği ve bağlantıyı karşılıklı olarak bağımlılık haline getirmiş ve herhangi bir olayın vuku bulması, olayın dalga dalga yayılarak bütün ülkeleri etkilemelerini artık kaçınılmaz kılmaktadır. Küreselleşmenin bir örneği İPhone telefondur. Çünkü işlemci parçasını Samsung Güney Kore; hafıza ve ekran kartı Toshiba Japonya; bluetooth özelliği Broadcom Amerika; kamera ve GPS alıcısı İnfineon Almanya ve parçaların birleştirilmesi ise Foxconn şirketi tarafından Çin’de bir araya getirilmektedir. Bu nedenle, herhangi bir şekilde tedarik zincirini etkileyecek bir olay, Koronavirüste olduğu gibi, aynı anda birden fazla ülke ekonomik, sağlık, sosyal vs. açıdan olumsuz etkilenecektir. Çok sayıda insan kaybı ve ekonomilerdeki trilyonlarca dolarlık kayıplar zincirleme olarak dünyanın her tarafına yayılması, gelecek açısından büyük riskler taşımaktadır. Bu riskler, ülkelerin ekonomik, sosyal, refah seviyesi, yönetim biçimleri ve siyasal yapıları üzerinde öngörülmeyecek derecede önemli değişimlere yol açacağı dile getirilmektedir.
Dünyada günlük mal ve hizmetlere yapılan siber saldırılar, sadece belli ülke veya hedef alınan şirketleri savunmasız hale getirip etkisizleştirirken, Koronavirüste olduğu gibi, salgın hastalıklar küresel sağlık ve ekonomik istikrarı etkilemekte ve dünyanın her tarafına umulmadık bir hızla yayılmaktadır. Bu gibi felaketlerin ne yerini ne de zamanını tahmin etmek neredeyse imkansız olduğu için önceden önlem almakta mümkün olmamaktadır.
Türkiye’nin Refah Yol öncesi ve 1998-2002 yıllarında yaşadığı ekonomik krizlerin sonuçları günümüze kadar etkisini sürdürdüğünü görmekteyiz. Özellikle tarım sektöründe kendine yeten nadir ülkelerden biri olan Türkiye, Ecevit hükümeti döneminde tarım sektöründe uygulanan Kemal Derviş politikaları nedeniyle tarım sektörünü durma ve bitme noktasına getirmiştir. Koronavirüs illeti nedeniyle sanırım en çok etkileneceğimiz sektör tarım sektörü olacaktır. Çünkü daha önceden üretip kendimize yeten ve sonrasında ihraç ettiğimiz birçok ürünü günümüzde artık ithal ediyoruz. Eğer ihracatçı ülkeler, yaşanan bu krizden sonra bize sattıkları tarım ürünlerini satmak istemezlerse sanırım büyük sıkıntılar yaşayacağız gibi gözüküyor. Bu sıkıntıların yaşanmasının aşılmasındaki tek yolu ise, acil bir şekilde tarım sektöründe gerekli önlemleri almak, destekleme, teşvik uygulamaları ve ekilmeyen alanların bile ekilmelerini sağlamak, çiftçilerin bu konularda teşvik edilmesi, bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi gerekmektedir.
Öte yandan, dünyada olduğu gibi, Türkiye’de sağlık, sosyal, ekonomi, hizmet sektörü vs. açından Koronavirüsten büyük ölçüde olumsuz etkilenmektedir. Bunun sonucu olarak, belki borçlanma maliyetimiz artacak, işsizlik artacak, ekonomide durgunluk(resesyon) yaşanacak, iflaslar ve işten çıkarmalar olacak, doların artması kur baskısını artıracak, tüketimde daralma olacak, hizmet sektöründeki olumsuz gelişme, özellikle de turizmdeki düşüş ekonomideki cari dengeyi olumsuz etkileyecektir. Petrol fiyatlarındaki önemli düşüşler ekonomiyi olumlu şekilde etkilese de bunun uzun ve kalıcı olmaması gelecekte büyük risklerin oluşmasına neden olacaktır.
Bu konuda yapılacak en önemli iş, her açıdan gerekli önlemlerin alınmasının yanında, özellikle salgın sonrası ekonomik politikaların ne olacağı ve ne gibi öngörülerin bizleri beklediği konusunda gerekli adımların atılması ve çalışmaların yapılmasıdır. Bunun için, öncelikle ihracatta ekonominin lokomotifi olan sektörlerdeki etkilenmeler ve değişimlerin neler olacağı hususunda gerekli çalışmaları ve uygulanacak politikaların şimdiden belirlenmesi gerekmektedir. Şüphesiz binlerce işyerinin kapalı olması, binlerce insanın çalışmayıp atıl durumda olması, üretmeden ve satmadan cepten yemenin elbette maliyeti büyük olacaktır. Meydana gelen bu büyük kayıpların en kısa sürede telafi edilmesinin tek yolu ise, hızlı bir şekilde başta reel sektörü desteklemek ihraç edilen malların üretiminin sağlanması, ticareti yapılan ülkelere satılması ve böylece ülkeye ve hanelere gelirin hızlı bir şekilde girişinin sağlanmasını temin etmek olacaktır. Salgın sonrası özellikle Avrupa her zaman olduğu gibi, Türkiye açısından büyük bir pazar olacaktır. Bunun yanında, kamudaki israfı önlemek, hazine garantili bazı ödemelerin belli bir süreliğine durdurulması, bankacılık sektörünün desteğinin sağlanması, vergi tahsilatlarının belli bir süreliğine ertelenmesi vs. gibi uygulamaların hayata geçirilmesinin çok olumlu sonuçlarının olacağı kanısını taşımaktayım.
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.