musatuga@gmail.com
İşçi İle İşveren Arasındaki Uyuşmazlıklarda Yeni Dönem
(Arabulucuya Başvuru Zorunluluğu)
Kıymetli okuyucularım, bu yazımda kısaca işçi ile işveren ilişkisinden kaynaklanan anlaşmazlıklardan dava açmadan önce başvurulması zorunlu olan ve 1 0cak 2018 tarihi itibariyle mevzuatımızda uygulama alanı bulan arabuluculuk müessesesine değineceğim.
Değişiklikten önce işçi; kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan ücret alacağı ile kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti, ulusal bayramlar ve genel tatil ücreti ile işe iade talebiyle doğrudan dava açabiliyordu. Yine işveren de işçi ile olan uyuşmazlıklardan doğrudan dava açma hakkına sahipti. 25.10.2017 tarihi itibari ile Resmi Gazete ’de yayımlanan 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile mevzuatımızda iş davalarıyla ilgili köklü değişiklikler yapılmış ve dava şartı olarak arabulucuya başvuru zorunluluğu getirilmiştir. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu 3. maddesi ile gelen yeni düzenlemeye göre, 01.01.2018 tarihi itibari ile açılacak davalarda; kanuna, bireysel veya toplu iş sözleşmesine dayanan işçi ve işveren alacağı, tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda, arabulucuya başvurulması dava şartı olmuştur. Kanunun 11. maddesi kapsamında gelen düzenleme ise, işe iade talebiyle dava açmak isteyen işçinin, fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde arabulucuya başvurması zorunluluğudur. Bu süre hak düşürücüdür. Arabuluculuk faaliyetleri sonunda taraflar arasında anlaşma sağlamadığı takdirde son tutanağın düzenlenme tarihinden itibaren, iki hafta içinde iş mahkemesinde dava açılması gerekmektedir. Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. Bununla birlikte gözden kaçırılmaması gereken önemli bir nokta ise; iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat ile bunlarla ilgili tespit, itiraz ve rücu davalarında arabulucuya zorunlu başvurma şartının olmadığını ve bu talepler için eski uygulamanın devam ettiğini tarafların doğrudan dava açma hakkına sahip olduğu hususunu vurgulamak istiyorum. Yine kanun maddesinden de anlaşılacağı üzere arabuluculuk görüşmeleri en fazla bir ay gibi kısa bir sürede sonuçlanmaktadır. Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren üç hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hallerde arabulucu tarafından en fazla bir hafta uzatılabilir. Değişiklikle birlikte gelen önemli bir yenilikte taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez. Taraflar, arabuluculuk faaliyeti sonucunda anlaşırlarsa, arabuluculuk ücretini eşit olarak karşılarlar. Arabulucu faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Bir başka önemli yenilik arabuluculuk bürosuna başvurulmasından son tutanağın düzenlendiği tarihe kadar geçen sürede zamanaşımı duracak ve hak düşürücü süre işlemeyecektir. Yine arabuluculuk ücretini karşılayacak maddi gücü olmayan kimseler arabuluculuk bürosunun bulunduğu yerdeki sulh hukuk mahkemesinin kararıyla adli yardımdan yararlanabilir. Arabuluculuk görüşmelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler. İşverenin yazılı belgeyle yetkilendirdiği çalışanı da görüşmelerde işvereni temsil edebilir ve son tutanağı imzalayabilir.
Son olarak arabuluculuk faaliyetinin taraflara sağlamış olduğu faydalara değinecek olursak;
*Dava açmaya göre daha az külfetlidir taraflar yargılama masrafları ödemek zorunda kalmadan daha kısa sürede amacına ulaşır.
*Taraflar hür iradeleriyle arabuluculuk görüşmelerine katılır ve istedikleri an müzakereleri sonlandırabilirler. Oysa dava açıldıktan sonra tarafların karar verme yetkisi sona ermektedir.
*Arabuluculuk sürecinde uyuşmazlıklarınızı rahat bir ortamda tarafsız bir arabulucu ile birlikte açıkça konuşabilirsiniz.
*Arabuluculuk sürecinin en önemli özelliği görüşmelerde gizlilik esasının geçerli olmasıdır. Bu süreçte dile getirilen her şey gizli tutulur. Bu durum ticari sır ve itibar açısından büyük önem taşımaktadır.
*Arabulucuya başvurmakla mahkemeye gitme hakkınızı kaybetmezsiniz. Yani aslında dava açmadan önce arabulucuya başvurulur. Anlaşma sağlanmadığı takdirde mahkemeye gidip davanızı açabilirsiniz.
*Arabuluculukta çözüm taraflara ve uyuşmazlığa uygun ve özel olarak belirlenir. Süreç sonunda iki tarafın da memnun olarak ayrılması amaçlanır.
Yazıma, Aristoteles’in "Adalet ilkin devletten gelmelidir. Çünkü hukuk, devletin toplumsal düzenidir" sözüyle son verirken, huzurlu günler diliyorum.
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.