musatuga@gmail.com
Mevzuatta Yeni Bir Terim
Kıymetli okuyucularım, son dönemlerde hukuk alanında mevzuatımızda önemli değişiklikler olmaktadır ve hukuk literatürümüze yeni kavramlar eklenmektedir. Bunlardan biri de 5 Ağustos 2017 tarihinde çıkarılan 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte hukukumuza yerleşen “SORUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA DAİR KARAR’’ kavramıdır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda yapılan ve masumiyet karinesi ile lekelenmeme hakkı gibi önemli iki ilkeyi güvence altına alınması bakımından son derece önemli bir yenilik olan “SORUŞTURMA YAPILMASINA YER OLMADIĞINA DAİR KARARIN’’ Evrensel İnsan Hakları Bildirgesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde dile getirilen hakları koruyucu bir işleve sahip olduğu söylenebilir.
“Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığına Dair Karar” nedir ve hangi gerekçe ile mevzuatımıza girmiştir? Kısaca bu konuya değinmek istiyorum.
Ortaya çıkış sebebine baktığımızda özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra yapılan yargılamalarda hem soruşturma makamları hem de kovuşturma organları büyük zorluklarla baş başa kalmışlardır. Bu dönemde özellikle de Cumhuriyet Savcılıklarına yapılan asılsız ve soyut ihbarlarda ciddi bir artış olmuştur. Halihazırdaki Ceza Muhakemesi Kanunu’nun uygulamasına bakıldığında ihbara konu basit şüphe olsa dahi kişiye “şüpheli” sıfatının verilmesi için yeterlidir. Hal böyleyken her ne kadar soruşturmanın gizliliği esası geçerli olsa bile özellikle de medya ve basından kaynaklı sebeplerle toplum tarafından birey hemen suçlu ilan edilmektedir. Böylece kişi toplum nezdinde suç şüphesi altındaki değil de suçlu diye bilinmektedir. Bu durum masumiyet karinesi ile lekelenmeme hakkını son derece zedelemektedir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “İhbar ve Şikayet” başlıklı 158. maddesine 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile şu hüküm eklenmiştir.
‘’(6) (Ek: 15/8/2017-KHK-694/145 md.) İhbar ve şikâyet konusu fiilin suç oluşturmadığının herhangi bir araştırma yapılmasını gerektirmeksizin açıkça anlaşılması veya ihbar ve şikâyetin soyut ve genel nitelikte olması durumunda soruşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilir. Bu durumda şikâyet edilen kişiye şüpheli sıfatı verilemez. Soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar, varsa ihbarda bulunana veya şikâyetçiye bildirilir ve bu karara karşı 173 üncü maddedeki usule göre itiraz edilebilir. İtirazın kabulü hâlinde Cumhuriyet başsavcılığı soruşturma işlemlerini başlatır. Bu fıkra uyarınca yapılan işlemler ve verilen kararlar, bunlara mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından görülebilir.’’
694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile birlikte mevzuatımıza giren soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar ihbar ve şikâyetin mahiyeti gereği savcılığın işlem yapılmasına gerek görmemesi halinde, soruşturmanın başlatılmamasına yönelik bir karardır.
Bir başka önemli noktası da şudur; Soruşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi halinde şikâyet edilen şahıs hakkında soruşturma başlatılmaz dolayısıyla kendisine şüpheli sıfatı da verilemez.
Soruşturma Yapılmasına Yer Olmadığına Dair Karara itiraz etmek mümkün müdür?
Elbette mümkündür ve Ceza Muhakemesi Kanunu 173. maddesinde belirtilen prosedüre uygun olarak itiraz edileceği açıktır. İtiraz hakkı sayesinde lekelenmeme hakkı ile hak arama hürriyeti arasında gerekli denge de sağlanmış olacaktır.
Yapılan düzenlemeyle birlikte kişiye şüpheli sıfatı verilmeden önce yapılan ihbar ve şikayet değerlendirilecek ve ihbar ve şikayetin soyut, asılsız veya yasal dayanaktan yoksun olması halinde bunlar ayrı ve bunlara özgü yeni bir sisteme kayıt edilecektir. Yeni sistem sayesinde olayla alakası olmayan kimselerin bu bilgilere erişimi engellenecektir. Bu sayede şikayet ve ihbar edilen şahısların yeni mağduriyetler yaşanmasının önüne geçileceği gibi soruşturma evresinin temel prensiplerinden olan gizliliğin de gerçekleşmesi sağlanmış olacaktır.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na eklenen bu hükümle birlikte savcılığa intikal eden asılsız ve soyut ihbarlar yüzünden soruşturma açılmayacak ve böylece yargının iş yoğunluğunda da ciddi bir azalma olacaktır. Bu durum yargılamanın seyri açısından da önemli bir etken olacaktır.
Bununla birlikte yaşadığımız çağ itibariyle teknolojideki ilerlemeler ve kitle iletişim araçlarında meydana gelen gelişmelerle birlikte kişilerin lekelenmeme hakkı suiistimal edilmekte ceza muhakemesi sürecinde kişi hakkında doğru veya yanlış bilgiler fazlasıyla haber yapılmakta ve bu bilgiler ne yazık ki olayla alakası olmayan şahıslarla paylaşılmaktadır. Bu durum yukarıda da değindiğim üzere suç şüphesi altındaki kişinin toplum içindeki statüsünü, onurunu fazlasıyla zedelemektedir. Haliyle yapılan bu önemli değişikliğin gerçek anlamda işlevsel olabilmesi için basına da fazlasıyla iş düşmektedir.
Yazıma, Victor Hugo’nun şu sözüyle son vermek istiyorum, “İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır. En mükemmel adalet ise vicdandır.”
Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.